Atölyenin bu 'ÖNCE' fotoğrafına kadar geçen kısmı, yaşayacağımız bedensel ve kimliksel değişimden önceki atölyenin teorik, oyunsal parçası. Konuşuyoruz, tartışıyoruz, biraz Drag King nedir onu dinliyoruz, biraz kendi deneyimlerimizi paylaşıyor birbirimizle kaynaşıyoruz. Dönüşüm deneyimini paylaşacağımız yoldaşlarımızı tanıyor ürkekliğimizi üzerimizden atıyoruz ve yavaş yavaş olmak istediğimiz adamı aklımızda şekillendirmeye başlıyoruz. Sonra kısa oyunlar oynuyoruz veee son bir defa kendimize
Fiziksel dönüşüm, göğüsleri sarma, giyinme, prezervatiften içi pamuk dolu penis yapma ve en son sakal bıyık yapma ardından tamamlanıyor. Fakat tabi ki erkeklik sakaldan ve kıyafetlerden ibaret değil, o yüzden Drag King atölyelerini New York'ta başlatan piirimiz Diane Torr nam-ı diğer Danny King'in tanımladığı bazı beden dili kuralları üzerinden 'adam gibi adam' olmanın gündelik hayatta beden kullanımı üzerinden çalışmalarını da yapıyoruz. Alan algısı, bacaklar, kollar, oturma kalkma, el sıkma, gülümseme(me), kalça, yürüyüş vs. Bu süreçte üzerine çalıştığımız erkek gerçek bir toplumsal erkek. Her genç ergen oğlan çocuğunun çevresinden bedenini nasıl kullanması gerektiği üzerinden öğrenmeye çalıştığı, çoğunlukla superman mükemmelliğine asla ulaşamadığı genel geçer erkek(si) beden dili üzerine çalışıyoruz. Yani Drag'lerimizin bu ideal maço adamı içselleştirmeleri kesinlikle şart değil. Atölye sırasında o en erkek adamı çalışmamızın sebebi erkekliğin hat safhası ile ilişkilenmek, standardize olmuş kadın/erkek rolleri üzerine içsel yolculuğumuzu yaparken net sınır çizgilerinde ilerleyebilmek. Bu sırada karakterimizin geçmişi, bugünü, zevkleri, korkuları, işi, hayat hikayesi yavaş yavaş oluşuyor, giydiklerinden sakalından saçından aynada gördüğümüz adamı tanıdıkça doğuşunu gözlemliyor onu tanıyoruz.
Ve işte 'SONRA' fotoğrafları... Atölye'nin Tütün deposundaki kısmının sonuna geldiğimizde çektirdiğimiz fotoğraftaki krallar bu evreden sonra bir İstiklal caddesi gezisi ardından akşam yemeklerini seçtikleri bir yerde yeyip bir günlüğüne krallık deneyimlerine devam ettiler. O gece Onur Haftası için organize edilen bir partiye gecenin kralları olarak katıldılar ve göğüs bantlarından ve maço kimliklerinden yorulana kadar erkekliklerini yaşadılar. Bu atölyede girilen karakterler zaman genişliğinden olsa gerek detaylı olarak çalışılmış ve önlerindeki uzun günü geceki onur haftası hazırlık partisine kadar ve hatta parti sonrasına kadar sürdürmüşlerdi. Benim için gerçekten etkileyici bir atölyeydi. Katılan herkese çok teşekkürler...